Sınav Süreci Yalnızca Akademik Değildir
Sınavlar, çocuklar için yalnızca akademik yeterliliklerin değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılığın da sınandığı dönemlerdir. Özellikle üniversite sınavı (YKS) gibi öğrencinin yaşam yolunu şekillendiren sınavlarda, dışsal başarı baskısı artar ve bu durum çocuğun stres düzeyini önemli ölçüde etkiler (Sarıkaya & Khorshid, 2015).
Ancak bu süreç yalnızca öğrenciye ait değildir. Sınav döneminde ebeveynlik, başarıya giden yolda en kritik destek sistemlerinden biridir. Çocuğun akademik başarısını etkileyen birçok faktör arasında, aile tutumları ve ebeveyn desteği ilk sıralarda yer alır (Steinberg, 2001).
Bu yazı, sınav sürecinde ebeveynlerin üstlenmesi gereken rolleri hem bilimsel hem de pratik yönleriyle ele alıyor. Amaç, yalnızca “başarıya ulaşmak” değil; çocuğun sınav sürecinden psikolojik olarak güçlü bir birey olarak çıkmasına yardımcı olmaktır.
Sınav Kaygısını Anlamak: Baskı mı, Destek mi?
Sınav kaygısı, öğrencilerin bilişsel performansını olumsuz etkileyen yaygın bir durumdur. Spielberger (1980), sınav kaygısını hem durumluk hem de sürekli kaygı olarak ikiye ayırmış; yüksek sınav kaygısının özellikle bellek, dikkat ve öğrenme süreçlerini zayıflattığını vurgulamıştır.
Bu noktada ebeveynlerin destekleyici ama baskıcı olmayan bir tutum sergilemesi gerekir. Çünkü yapılan çalışmalar, ebeveynin aşırı kontrolcü ya da mükemmeliyetçi yaklaşımlarının öğrencilerde kaygıyı artırdığını göstermektedir (Yıldırım, 2019).
Öneri:
“Elinden geleni yapman benim için yeterli.” gibi cümleler, öğrencinin içsel motivasyonunu güçlendirir.
Çocuğun duygularını küçümsemek (“Bu kadar abartma”) yerine, anlamaya çalışmak (“Böyle hissetmen çok normal”) kaygının dönüşmesine yardımcı olur.
Beklenti ve Gerçeklik Arasında Denge Kurmak
Ebeveynler genellikle çocuklarına “iyi bir gelecek” sağlama niyetiyle yüksek beklentiler geliştirir. Ancak bu beklentiler, öğrencinin kendi kapasitesinin ve ilgisinin dışında olduğunda, başarıdan çok duygusal yıpranma getirir (Karakelle, 2012).
Çocuğunuzun hedeflerine saygı duymak, onun akademik kimliğini desteklemenin bir parçasıdır. Bu süreçte özerklik destekleyici ebeveynlik, öğrencinin motivasyonunu artırır (Deci & Ryan, 2000). Yani kararları birlikte almak, baskı uygulamak yerine danışmak, çocuğun sınav sürecine sahiplik duygusuyla yaklaşmasını sağlar.
Ebeveyn-Çocuk İletişimi: Sözcükler Değil, Duygular Hatırlanır
Araştırmalar, sınav sürecinde çocuğun en fazla ihtiyaç duyduğu şeyin açık ve empatik bir iletişim olduğunu göstermektedir (Grolnick & Slowiaczek, 1994). Ancak birçok ebeveyn farkında olmadan sınav merkezli bir iletişime sıkışır:
“Kaç net yaptın?”
“Ne kadar çalıştın?”
“Daha çok soru çözmelisin.”
Bu tür sorular öğrencinin kendini bir performans makinesi gibi hissetmesine yol açabilir. Oysa sağlıklı iletişim, yalnızca başarıyı değil duyguları da içerir. “Bugün seni en çok ne zorladı?” gibi sorular öğrenciyi duygusal olarak açar, paylaşma isteği yaratır ve ebeveyn-çocuk bağını güçlendirir.
Araştırma: Ebeveyn ile duygusal etkileşimi yüksek olan öğrencilerde sınav başarısı daha istikrarlıdır. (Wentzel, 1998)
Ev Ortamını Sınav Dostu Hale Getirmek
Sınav döneminde ebeveynlik, yalnızca iletişim düzeyinde değil, fiziksel çevre koşulları açısından da belirleyicidir. Gürültülü, düzensiz ve stres yayan ev ortamları, öğrencinin dikkat ve motivasyonunu olumsuz etkiler.
Yapılabilecekler:
Sessiz çalışma saatleri belirleyin.
Yemek saatlerini çocuğun programına göre uyarlayın.
Çalışma alanının sade ve dikkat dağıtmayan bir yer olmasını sağlayın.
Elektronik dikkat dağıtıcıları (TV, sosyal medya vb.) birlikte sınırlayın, baskı kurmadan.
Araştırma: Gürültü düzeyi düşük ve düzenli ev ortamlarında büyüyen öğrencilerin sınav performansları daha yüksektir (Evans & Maxwell, 1997).
Motivasyon: Aşırı Övgü Yerine İçsel Gücü Beslemek
Motivasyon, sadece dışsal ödül ve ceza ile şekillenen bir süreç değildir. Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençlerde içsel motivasyon, daha sürdürülebilir başarıya yol açar (Ryan & Deci, 2000).
Bunun için:
Süreç odaklı cümleler kurun (“Bugün ne kadar düzenli çalıştığını fark ettim”).
Hedef değil, çaba temelli geri bildirim verin.
“Sen yaparsın” demek yerine, “İstikrarlı çalıştığında neleri başardığını gördüm” gibi somut hatırlatmalar yapın.
Çocuğun kendi değerini sadece sınav sonucuna değil, sürecin içindeki kazanımlarına bağlamasını sağlamak, uzun vadeli akademik dayanıklılığı güçlendirir.
Sınavdan Sonra da Yanında Olmak: Koşulsuz Kabul Mesajı
Ebeveynlik sınavı, yalnızca sınav öncesi destekle verilmez. Sınav sonrası tutumunuz, çocuğun özgüven gelişiminde kritik rol oynar. Kazanmış da olsa, kaybetmiş de olsa, çocuğunuzu yalnızca sonucu için değil, gösterdiği çaba için onurlandırmalısınız.
“Seni seviyorum ve sana inanıyorum” mesajı, en çok kaybedildiği düşünülen anlarda verilmelidir. Çünkü çocuğun asıl ihtiyacı, başarı onayı değil; koşulsuz kabul görmektir (Rogers, 1961). Bu mesaj, gelecekteki girişimler için de güçlü bir temel oluşturur.
Profesyonel Destek: Gerektiğinde Uzmanlara Başvurun
Bazı öğrenciler sınav sürecinde yüksek düzeyde anksiyete, tükenmişlik ya da dikkat dağınıklığı yaşayabilir. Bu durumlar ailenin sınırını aşan durumlar olabilir. Burada yapılması gereken, utanç duymadan ve zaman kaybetmeden uzman desteği almaktır.
Okulun rehberlik servisi, klinik psikologlar veya sınav koçları bu noktada devreye girebilir. Özellikle sınav kaygısı için bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi yöntemlerin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır (Zeidner, 1998).
Başarıdan Önce Güven, Puanlardan Önce İlişki
Sınav dönemi geçer. Ama bu süreçte kurduğunuz ilişki biçimi, çocuğunuzun hayata bakışını şekillendirir. Unutmayın, çocuğunuz yalnızca öğrenci değil; duyguları olan, destek bekleyen, kendi yolunu arayan bir birey.
Sınav döneminde ebeveynlik, çocuğunuzu sadece ders programıyla değil, empati, güven ve sabırla desteklemeyi içerir. En değerli katkınız, onun yanında olduğunu hissettirmek ve bu süreci birlikte, sağlıklı bir şekilde atlatabilmektir.
Kaynakça
Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2000). The “what” and “why” of goal pursuits: Human needs and the self-determination of behavior. Psychological Inquiry.
Evans, G. W., & Maxwell, L. (1997). Chronic noise exposure and reading deficits. Environment and Behavior.
Grolnick, W. S., & Slowiaczek, M. L. (1994). Parents’ involvement in children’s schooling: A multidimensional conceptualization and motivational model. Child Development.
Karakelle, S. (2012). Üniversiteye hazırlık döneminde ebeveyn tutumlarının öğrenci kaygısına etkisi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi.
Rogers, C. R. (1961). On becoming a person. Boston: Houghton Mifflin.
Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2000). Intrinsic and extrinsic motivations: Classic definitions and new directions. Contemporary Educational Psychology.
Sarıkaya, H., & Khorshid, L. (2015). Sınav kaygısı ve baş etme. Eğitim Bilimleri Dergisi.
Steinberg, L. (2001). We know some things: Parent–adolescent relationships in retrospect and prospect. Journal of Research on Adolescence.
Wentzel, K. R. (1998). Social relationships and motivation in middle school: The role of parents, teachers, and peers. Journal of Educational Psychology.
Yıldırım, F. (2019). Ebeveyn tutumları ve sınav kaygısı arasındaki ilişki. Psikoloji Çalışmaları Dergisi.
Zeidner, M. (1998). Test anxiety: The state of the art. Springer.