Erteleme Davranışını Nasıl Aşarsın? Bilimsel ve Kalıcı 5 Yaklaşım

Gün içinde yapılması gereken onlarca iş vardır. Belki bir ödev, bir sunum, bir sınav hazırlığı ya da sadece odanı toplamak… Ama bir türlü başlayamazsın. İçten içe bilirsin yapılması gerektiğini, ama elin gitmez, aklın kayar, zaman akar. Gün sonunda ise suçluluk, stres ve birikmiş işler… İşte bu durum, adı konmuş ama çözümü çok da kolay olmayan bir alışkanlığın sonucudur: erteleme davranışı.

Herkes zaman zaman bir şeyleri erteleyebilir. Ancak bu durum kronikleştiğinde, sadece görevleri değil, özgüveni, iç huzuru ve başarıyı da sabote eder. Peki bu döngü nasıl kırılır? Erteleme davranışını nasıl aşarsın? Bu sorunun yanıtı, sadece “daha fazla çalış” demekten çok daha derin ve bilimsel dayanaklara dayanır. Gel şimdi bu davranışı yakından tanıyalım ve etkili çözüm yollarını birlikte keşfedelim.

Erteleme Nedir ve Neden Bu Kadar Yaygındır?

Erteleme davranışı, yapılması gereken bir görevin isteyerek ve bilinçli şekilde geciktirilmesi durumudur. Bu geciktirme, çoğunlukla keyifli bir alternatif uğruna yapılır; örneğin ders çalışmak yerine sosyal medyada gezinmek, spor yapmak yerine dizi izlemek gibi. Ancak ertelemenin tek sebebi “isteksizlik” değildir. Aksine çoğu ertelemenin temelinde çok daha karmaşık psikolojik süreçler yer alır: kaygı, başarısızlık korkusu, mükemmeliyetçilik, odaklanma sorunları, hatta öz-saygı eksikliği.

Gerçek Bilgi (Fact): 2022 yılında yapılan bir çalışmada, üniversite öğrencilerinin %60’ının görevlerini bilinçli olarak ertelediği ve bunun önemli bir kısmının kaygı kaynaklı olduğu ortaya çıkmıştır (Journal of Behavioral Psychology).

Yani ortada sadece basit bir “üşenme” değil, derinleşmiş ve sık tekrarlanan bir davranış kalıbı vardır. Ve bu durum, zamanla bir alışkanlığa dönüşerek kişinin akademik başarısını, kariyerini ve hatta özel hayatını olumsuz etkileyebilir.

Neden Erteleriz? Ertelemenin Psikolojisi

Erteleme davranışı çoğu zaman yanlış yönlendirilmiş bir “kendi kendini koruma” mekanizmasıdır. Bir görev seni endişelendiriyorsa, beynin o görevi potansiyel bir tehdit olarak algılar ve seni ondan uzaklaştırmak için başka uğraşlara yönlendirir. Bu, bilinçli bir tercih değil, zihinsel bir kaçış planıdır.

Özellikle mükemmeliyetçi kişilerde erteleme daha sık görülür. Çünkü bu bireyler, işi kusursuz yapamayacaklarına inandıkları anda başlamaktan tamamen vazgeçebilirler. Ayrıca, özgüven problemi yaşayan kişiler, başarısız olma ihtimalini en aza indirmek için süreci geciktirerek kendilerini koruduklarını sanırlar. Bu da bir nevi “başlamazsam başarısız da olmam” mantığıdır. Ancak bu düşünce, zamanla kişinin kendine olan inancını daha da zayıflatır.

Çözüm 1: Başlamak için Mükemmel Zamanı Beklemeyi Bırak

Beynimiz genellikle şu tuzağa düşer: “Motivasyon geldiğinde başlayacağım.” Oysa gerçek, bunun tam tersidir. Eylem, motivasyonu doğurur. Başlamak, motivasyonun kendisidir.

Fact: Psikolog Timothy Pychyl’in araştırmalarına göre, insanlar bir işe başladıktan kısa bir süre sonra o işe dair motivasyonlarının arttığını belirtmektedir. Yani “başlamadan istek gelmiyor” diyorsan, yalnız değilsin; ama çözüm, başlamaktır.

Kendini “hemen bitirmem lazım” baskısından kurtar. Başlamak için küçük hedefler koy. Örneğin: “Sadece 10 dakikalık bir özet çıkaracağım” ya da “bir sayfa not alacağım.” Bu küçük hedef, seni zincirleme şekilde ilerletir. Çünkü beynin tamamlanmış bir işi gördükçe haz alır ve devam etme isteği üretir.

Çözüm 2: Görevleri Belirsizlikten Kurtar, Netleştir

Zihin, belirsiz görevleri tehdit gibi algılar. “Matematik çalış” gibi genel bir görev, zihinde karmaşa yaratır. Ancak “fonksiyonlar konusundan 20 soru çöz” dersen, bu hem net hem uygulanabilir bir hedef olur. Erteleme davranışı, çoğu zaman görevlerin soyutluğu nedeniyle tetiklenir.

Görevlerini zaman, konu ve yöntem açısından netleştir. Günlük yapılacaklarını listelemiyorsan, görevlerin gözünde büyür. Plan yapmak sadece bir disiplin meselesi değil; zihinsel rahatlık sağlayan bir araçtır. Ne yapacağını bildiğinde zihnin rahatlar ve direnç azalır.

Çözüm 3: Zamanı Yönetmeyi Öğren, Onu Belirsiz Bırakma

“Gün içinde yaparım” demek, yapılmayacak demektir. Çünkü bu ifade içinde bir sınır barındırmaz. Zamanı yöneten, davranışını da yönetir. Erteleme davranışı, çoğunlukla zamanın kontrolsüzlüğünden beslenir.

Zamanı kontrol altına almak için saatlik planlar yapabilir, çalışmanı bloklara ayırabilirsin. Örneğin, 40 dakika ders – 10 dakika mola şeklindeki çalışma aralıkları, zihinsel sürdürülebilirliği artırır. Pomodoro Tekniği gibi yöntemler bu konuda etkili olabilir.

Fact: American Psychological Association tarafından yapılan bir araştırmada, görevlerini zaman aralıklarına bölen bireylerin tamamlanma oranının %70’e kadar arttığı saptanmıştır.

Unutma, zaman seni yönetmesin. Sen zamanı yönettiğinde, zihinsel olarak kontrolün sende olduğunu hissedersin ve bu duygu, disiplini destekler.

Çözüm 4: Ortamını Gözden Geçir ve Dikkat Dağıtıcıları Azalt

Erteleme alışkanlığı çoğu zaman dış tetikleyicilerle de beslenir. Telefona gelen bildirimler, açılan sosyal medya sekmeleri, arkadan gelen müzik sesi… Zihnin bu uyarıcıları tehdit olarak algılamaz, aksine ödül gibi görür ve kolayca yön değiştirir.

Çalışma ortamını sadeleştirmek, sadece görsel olarak değil, zihinsel olarak da alan açar. Telefonu uzaklaştırmak, bildirimleri kapatmak, çalışma masasını sadece çalışmak için kullanmak… Bunlar küçük ama etkili adımlardır.

Çevreni kontrol etmek, davranışlarını kontrol etmene yardımcı olur. Çünkü ortam, alışkanlıkları doğrudan etkiler. Çalıştığın yerde oyun oynuyorsan, çalışmak zorlaşır. Zihin o alanı eğlence ile eşleştirir.

Çözüm 5: Kendinle Şefkatli İletişim Kur

Erteleme davranışı çoğu zaman kendini yargılama ile daha da derinleşir. “Yine yapamadım”, “Ben zaten hep böyleyim”, “Tembelim”… Bu cümleler sadece morali bozmakla kalmaz; motivasyonu da kırar. Zihin sürekli suçlandığında, bir süre sonra sorumluluğu tamamen reddeder.

Fact: Öz-şefkat uygulamaları yapan bireylerin stres altında görev tamamlama oranı %60 oranında daha yüksektir (Neff & Germer, 2013).

Kendinle konuşurken daha destekleyici bir dil kullan. “Bugün istediğim kadar verimli geçmedi ama yeniden başlayabilirim” demek, disiplini sürdürebilmenin temelidir. Çünkü disiplin, sürekli başarılı olmak değil; düştüğünde yeniden ayağa kalkmaktır.

Ertelemek İnsani Bir Davranıştır, Ama Alışkanlık Olmamalıdır

Erteleme davranışı, insan doğasına aykırı değildir. Bazen gerçekten zihnimizin dinlenmeye, bazen sadece kaçmaya ihtiyacı olur. Ancak bu davranış, farkında olmadan bir alışkanlığa dönüşürse, hayatın tüm alanlarında zincirleme aksamalar başlar.

Yapılması gereken, bu davranışa savaş açmak değil; onu anlamak ve dönüştürmektir. Küçük hedeflerle başlamak, görevleri netleştirmek, zamanı yönetmek, ortamı düzenlemek ve en önemlisi kendine anlayışla yaklaşmak… Tüm bu adımlar seni daha disiplinli, üretken ve huzurlu bir sürece taşır.

Ertelemenin seni tanımlamasına izin verme. Sen eyleme geçtiğin an, yeni bir döngü başlatırsın.


Paylaş: